Evimiz, hayatımızın üç boyutlu bir
temsilidir. İç ve dış dünyamız birbirlerini anlatır.Ve evimizin her bölümü
aslında bizi ve ruhumuzu yansıtır.
Antre: İnsanlarla İlişkiniz Evinizin giriş bölümü,
başkaları üzerindeki ilk izleniminizi etkiler. Portmantonun dağınık, etrafa
saçılmış ayakkabıların , eldivenlerin , atkıların ve berelerin dağınık olduğu
bir antre kimse tarafından beğenilmez ve kötü bir izlenim bırakın. Antreyi
temiz ve düzenli tutarak evinizin girişinin davetkâr görünmesini sağlayın. Çok
geçmeden yeni arkadaşlar edinecek ve siz de evinize girerken memnuniyet
duyacaksınız. Bu sizin dışarıya karşı daha açık ve daha misafirperver olmanız
için iyi bir adımdır.
Kapılar: Dışa Açıklığınız Bütün kapıların
-özellikle de giriş kapısının- ardına dek açılabilmesine dikkat edin. Kapı
kollarına hiçbir şey asmayın ve kapılara takılan askıları, sadece kapının rahat
açılmasını engellemediği takdirde kullanınDolapları veya rafları asla oda
kapısının sadece kısmen açılabileceği şekilde yerleştirmeyin. Bozuk kapı
kollarını tamir edin, sıkışmış veya gıcırdayan menteşeleri ve kilitleri
yağlayın. Dış kapıdaki zile rahatlıkla okunabilen, düzgün ve hoş görünümlü bir
isim kartı yerleştirin. Unutmayın:İşlevini iyi gören kapılarla hayatınız
gerçekten kolaylaşır!
Oturma Odası: Kalbiniz İsteseniz de
istemeseniz de kendi imajınız, oturma odanızın durumundan hatırı sayılır ölçüde
etkilenir. Abartılı biçimde temiz ve düzenli bir oturma odası, dağınık veya pis
bir oturma odası kadar rahatsız edicidir. Oturma odanızda bir
"merkez" olmalıdır; örneğin, koltuk takımının ortasına koyacağınız
göz alıcı bir sehpa gibi. Televizyonu odanın merkezi yapmaktan kaçının.Onu bir
kenara yerleştirin.Saksı bitkileri ve dekoratif eşyalarla, oturma odanızda
oturanların ilgisinin mekânda kalmasını sağlayabilirsiniz. Gözleri rahatsız etmeyen,
iyi bir aydınlatma ve rahat koltuklar, bu mekânda herkesin keyifle oturmasına
yardımcı olur.
Mutfak: Mideniz Yemeğinizi hazırladığınız mekân, özellikle iç
organlarınızla bağlantılıdır. Bir evin başka hiçbir odasında eşyaların
"kullanım oranı" mutfakta olduğu kadar yüksek değildir; tabaklar,
fincanlar, bardaklar ve çatal bıçak takımı her gün defalarca yerlerinden
alınır, kullanılır, temizlenir ve yerlerine konur. Rafların ve dolapların
ulaşılması daha zor olan yerleri gittikçe çoğalır. İnsanlar mutfak dolaplarını
hiç bir işe yaramayan şeylerden tamamen arındırdıktan sonra kendilerini
kelimenin tam anlamıyla hafiflemiş hissederler: Sindirim sistemi daha iyi
çalışır, fazla kilolar yok olur.
Depo Odalar: Kişisel
Özgürlüğünüz Depolama işi için kullanabileceğiniz bir
bodrumunuz veya çatı katınız yoksa, genellikle odalarınızdan birini, nereye
koyacağınızı bilemediğiniz her tür eşyayı muhafaza ettiğiniz bir depo hâline
getirirsiniz.Evinizdeki bu tür ölü mekânlar, bir ayak bağı gibidir ve sizin hem
yaşama sevincinizi hem de yaratıcılığınızı frenler. Bu tür mekânlardaki
eşyaları temiz ve düzenli tutun. Depo odanızı sıksık havalandırın ve odanın
kapısını aralık bırakın.
Zemin: Maddi Durumunuz Kâğıt yığınları, kutular, giysiler,
ayakkabılar ve bütün diğer olası şeyler, sizin hareket özgürlüğünüzü
kısıtlarlar.Zemine bu tür engeller koyan insanların hemen hemen her zaman maddi
sorunları vardır. Kendine ait dört duvarı arasında hareket imkânları kısıtlanan
insan, kendi kendini sınırlar ve maddi açıdan da kendisine sınırlar koyar.
Refahınız bizzat kullandığınız yüzeye gözle görülür biçimde bağlıdır. Boş ve
geniş zeminler her zaman zenginlik sembolü olmuşlardır, tıpkı banka binalarında
olduğu gibi. Günümüzde patronların odaları ve çalışma masaları bilinçli olarak
boş tutulur.
Giysi Dolapları: Vücudunuz Gardırobunuzu sadeleştirin: Son sekiz hafta içinde sık sık giymiş
olduğunuz bütün giysileri dolabınızdaki askının en soluna asın;sık giyilen
bütün kazakların, tişörtlerin ve diğer giysilerin özel bir yerleri olsun. Unutmayın:
Gardırobunuzun dörtte birinden fazlasını nadiren kullanırsınız.Bir yıldan uzun
zamandır giymediğiniz giysileri, %98 olasılıkla gelecekte de giymezsiniz. Ancak
gardırobunuzun bu sevilmeyen bölümünün, haddinden fazla yer işgal etmesine izin
verirsiniz. Bu yüzden onları çıkarıp atın! Yeni gardırobunuzu bu programa göre
sistematik olarak oluşturabilirsiniz. Paranızı, nadiren giyeceğiniz kıyafetlere
değil, günlük kıyafetlerinize harcayın.
Banyonuz: İç Merkeziniz Vücudunuzla
ilgilendiğiniz mekân sizin, merkezde ve rahat olabildiğiniz bir yer olmalıdır.
Çok sayıda küçük şişeyi, tüpü ve diğer tipik banyo malzemelerini mümkünse
görünmeye-cek bir yere koyun; boş mekânı saksı bitkileri ve hoşunuza giden
objelerle süsleyin. Güzel renkli, yeni el havluları banyonuza yenilik
getirebileceğiniz en ucuz banyo eşyalarıdır.
Yatak Odası: Mahremiyetiniz Geleneksel
olarak yatak odası yani, geceyi geçirdiğiniz mekânda uyum ve düzene
gereksinimimiz vardır. İşe olumsuz duygular oluşturan kaynaklardan; yani kirli
çamaşırlardan, eski eşyalarla dolu kutulardan ve bozuk eşyalardan kurtularak
başlayın. Yatağınızın altına hiçbir şey koymayın; sandıklı bir yatak
kullanıyorsanız, oraya sadece nevresim takımlarını ve yatak örtülerini koyun.
Çekmecelerinizi de gözden geçirin. Düzenli bir yatak odasında, uykunuz daha derin
ve özel hayatınız genellikle daha iyi olur.
Taşınabilir Döküntü: Yükleriniz Evrak çantalarını, el çantalarını, pantolon
ceplerini ne kadar çok doldurursanız, hayatın türlü türlü yükleri altında o
kadar fazla ezilirsiniz. Döküntülerle birlikte yüklerinizden de kurtulmaya
hazırsanız, önce çantalarınızı ve ceplerinizi boşaltın. Günlük hayatta en az
yükle yola çıkın. Bizi
çevreleyen eşyaların, ruh hâlimize etki ettiğine dair basitleştirme prensibine
sadık kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder