6 Mart 2014 Perşembe

SÖYLEŞİ: 40+ CESARET BİRAZ



 
 
 
Merhabalar,5 Martta Kozzy Kültür merkezinde Armağan Portakalın "40+ Cesaret Biraz "konulu söyleşisine katıldım.
Fox Tv de Ana Haber Bültenini başarı ile sunan Fatih Portakalın yine onun kadar başarılı eşi Armağan Portakalı ve onun hayata bakışını öğrenerek; aslında hayatının 40 yaşından sonra nasıl değiştiğini de  dinleme fırsatı buldum.
Anlattığı kısa hayat öyküsünde hayatını değiştiren tüm olayları ve önünde yeni ufuklar açılmasına vesile olan pek çok detayı öğrendik. Onun fotoğrafçılıkla başlayan heyecanı bugün görme engelli vatandaşlarımıza kabartma kitap temini gibi bir sosyal sorumluluk projesine de dönüşmüş. Kendisini tüm bu çalışmalarından dolayı kutluyorum.
Kendi hayat hikayesi üzerinden biz bayanlara, aslında 40 yaşın tüm öğrendiğimiz hayat tecrübelerinin bir kesişim noktası olduğunu bu yüzden en verimli yaşımızın 40 yaş noktasında toplandığını hatırlattı. Size toplantıdan öğrendiğim bilgileri ana başlıkları ile aktarırsam:

*En ufak detayları bile paylaşarak büyütmeliyiz.
*Bir şeyi paylaşmak için mükemmel olmayı beklememeliyiz.
*Eğer bir şeyden ilham alıyorsak, ilham da vermeliyiz.
*40 yaşından sonra üretime çevirme dönemine gireriz.
*40yaşından sonra alınan tüm ilhamlar verme yoluna giriliyor.
*Psikolog Ericsion 'a göre insanın sekiz evresi vardır ve 40 yaş bilgi+ deneyimin toplandığı en önemli evredir.ve bu nedenle 40 yaşından sonra cesaret ile ufak adımlar atmak gerekir.

Armağan Hanım biz bayanlara aslında hep bildiğimiz ama günlük hayat içinde belki de unuttuğumuz bir önemli noktayı hatırlattı. Bir an durup, kendi farkındalıklarımıza bakmamız gerektiğini, neleri seviyorsak artık bu yaştan sonra kendi istediğimiz ve bizi mutlu eden ne varsa o konular üzerinde yoğunlaşmamız gerektiğini belirtti. Eminim salondaki pek çok bayan gibi sizde belki de bu konu üzerinde şu anda düşünmeye başladınız bile...

1 yorum:

Armagan Portakal dedi ki...

Seval hanım merhaba,

Öncelikle geldiğiniz için ayaklarınıza sağlık... YAzınız için çok teşekkür ederim,
Ben de paylaşmak isterim blogunuzu...

Sevgiler,

Armağan