Çay, beş bin yıldır insanlığa sağlık ve
keyif sunan bir içecek. İlk, Çinliler tarafından keşfedilmiş ve içilmiş, hatta
uzun yıllar ilaç olarak kullanılmış. Doğru tüketildiğinde insan vücuduna büyük
faydalar sağlıyor. Sudan sonra en çok tüketilen içecek çay, şeker veya sütle
tercih edilmediğinde kilo kontrolü sağlıyor. Son yıllarda yeşil çay tüketimi
artsa da ülkemizde en çok siyah çay içiliyor.
Çay, Asya kökenli küçük bir ağaç olan
‘camellia sinensis’ bitkisinin yeşil yapraklarından elde ediliyor. Bugün
severek içtiğimiz siyah, yeşil ve oolong (beyaz) çayları aslında hep aynı
bitkinin yaprakları, sadece yaprakların bize ulaşma şekli farklı. Çaylar
toplandığı zaman yapraklar hemen oksitlenmeye başlıyor. Siyah çayda yaprakların
tamamen okside olmasına izin veriliyor. Yeşil çayda, oksidasyon sürecine giren
enzimler ısı yoluyla aktivitesini yitiriyor ve böylece kuruma sürecinde
yapraklar yeşil kalıyor. Beyaz çaydaysa çay yaprakları ısıya tâbi tutulmadan
evvel kısmen oksidasyona bırakılıyor. Yeşil çay, köken olarak diğer çaylardan
çok farklı olmamakla birlikte yüksek anti-oksidan kapasitesiyle içeceklerin baş
tacı sayılabilecek nitelikte. Sindirim sorunları yaşayanlar için yeşil çayın
ayrı bir önemi var. Bazı çalışmalara göre yeşil çay tüketimi, sindirimi
rahatlatıyor.
Çay içmeyi çok seven bir Erzurumlu olarak bende sabah
kahvaltıda mutlaka siyah çay içsem de gün içinde bir fincan yeşil çay içmeye
çalışıyorum. Herkese tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder